Benim Maceram – 1

Yazıyı Paylaşın:
Mavi önlüklü sakallı bir adam yana bakarken gülümsüyor.

Valizleri Hazırlayın, Uçak Kalkıyor

Olması gerektiği gibi bir hayat arayışı ile…

Yukarıdaki resimlerde gördüğünüz gibi tüm hayatımı ve hayallerimi bir çift çantaya sıkıştırmış, küçüklüğümden beri uçakla çok sık seyahat etmeme rağmen hiç yapmadığım bir şey yapıp uçakta bir şeyler sipariş etmiş, Avrupa semalarında süzülüyordum. Filmden sıkıldığımı ve hayallere daldığımı hatırlıyorum. İşte tam olarak ilk o zaman bir Blog açma fikri gelmişti aklıma ve hatta tam olarak ilk o zaman yazmaya başlamıştım. Bilgisayarı biraz kurcalasam ne yazdığımı da bulurum aslında ama gerek yok. Nitekim sadece 3 paragraflık bir ‘Neden Almanya?’ yazısıydı. Sanırım artık çocukluğumdan beri hayalini kurduğum ve uzun zamandır da planladığım Almanya’ya göç fikrini hayata geçiriyor oluşumun verdiği heyecan ve karışık düşünceler arasında, bilmem kaç bin feet yükseklikte, kendime sorduğum ilk soru buydu: Neden Almanya?

‘Neden Almanya?’ sorusunu cevaplamadan önce size çok kısa kendimden bahsetmek istiyorum. Bana verilen bilgilere göre 1993 yılının Aralık ayında Uşak şehrinde dünyaya gelmişim. Babamın mesleği nedeniyle, adım atmayı yeni öğrendiğim dönemlerde Erzuruma taşınmışız. 98 yılına kadar orada kaldıktan sonra, tüm eğitim öğretim hayatıma, çocukluğuma, kısaca hatırlayabildiğim tüm anılarıma ev sahipliği yapan Isparta’ya geçmişiz. Aslen Manisalı olsak da ben genelde soranlara Ispartalı hissettiğimi söylerim. Sonuçta 2018 yılının Temmuz ayında Almanya’ya göçene kadar başka hiç bir yerde yaşamadım.

Üniversite sınavında bir çok farklı şehir yazabilecekken, zaten kendisi de Hekim olan babamın Cerrahpaşa, Çapa, Hacettepe Tıp gibi bir Tıp Fakültesi olmadıktan sonra diğerleri arasında pek bir fark olmadığını söylemesi üzerine, arkadaşlarımla eve çıkmama izin vereceği sözünü de alıp Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesini ilk tercihime yazdım ve gayet beklendiği üzere Üniversiteye 8. sıradan girmiş oldum. Babam söylediğinde haklı mıydı bilemeyeceğim ama belki benim başıma buyruk tavırlarımın, bir başka şehirde benim için ve dolayısıyla kendisi için de oluşturabileceği olası sorunları öngörmüş de olabilir 

Ne yalan söyleyeyim, başka bir şehir yazmadığıma pek pişman olmadım. Birinci sınıftan itibaren altımda araba olması, arkadaşlarımla yaşıyor olmama rağmen çamaşırlarımı anneme yıkatıyor ve yemek sırası bendeyken annemin yaptığı yemeklerle eve şenlik havası katıyor olmam, Isparta gibi küçük bir şehirde (arada sırada annemin kredi kartını çalıyor oluşumun da etkisiyle) verilen harçlığın çılgınlar gibi yetiyor olması çevremdeki bir çok tanıdığımdan çok daha kaliteli bir üniversite hayatı yaşıyormuşum gibi hissettiriyordu.

Uzun lafın kısası hatırladığım tüm hayatım Isparta’da geçti. Bu zaman zarfında ailemle ve arkadaşlarımla muazzam anılar biriktirdim, aşık oldum, reddedildim, sevdim, sevildim, masa tenisi oynadım, Snowboard yaptım, gezdim, yolda kaldım, araba ittim, düştüm, kalktım.. Özetle geriye dönüp baktığımda yüzümde huzurlu bir tebessüm oluşturan 20 yıl geçirdim ve en sonunda çılgın bir sıçrama ile Almanya’nın Duisburg Şehrine taşındım. Önümüzdeki Temmuz ayında Almanya’da yaşıyor oluşumun 3. yılını, Almanya’da hekimliğimin ise 1. yılını kutluyor olacağım.

Benim Maceram’ın ‘Neden Almanya?’ başlıklı ikinci yazısında görüşmek üzere, kendinize iyi bakın, sağlıcakla kalın 

Yazıyı Paylaşın: